top of page
Ara

Depremin Travmatik Etkilerinden Çocukları Nasıl Koruyacağız?

Depremler diğer doğal afet türlerine göre daha yıkıcı, daha öngörülemez ve daha çok göçe sebep olmaları itibariyle sosyolojik ve psikolojik etkileri olan afetlerdir. Bireyler deprem ile beraber fiziksel ve ekonomik yönden etkilendikleri kadar sosyal, ruhsal ve davranışsal etkiler de yaşamaktadırlar. Bu etkiler de olayın hemen ardından travmatik tepkiler ile dışa vurulmaktadır.


Depremin travmatik etkileri üzerine yapılan çalışmalarda depremi doğrudan yaşayanların birincil travma yaşadığı, bu duruma dolaylı olarak maruz kalanların sekonder (ikincil) travmalar yaşadığı gözlenmiştir. Birincil travma yaşayanlar olaydan etkilenirken, ikincil travma yaşayanlar birincil travma yaşayan bireylerden etkilendikleri tespit edilmiştir.


Bu durumdaki afetlerde genel itibari ile her yaşta yaşanan duygular kaygı, korku ve üzüntüdür. Bu duygular ikincil olarak çoğunlukla öfkeye, davranış olarak ise çoğunlukla kaçınmaya dönüşmektedir fakat her yaş grubunu travmatik tepkileri dışa vurum şekli farklıdır.


  • 5 ve altındaki yaşlarda ağlama ve öfke nöbetleri, uykuya dalmada güçlük, ebeveynlerinden ayrılamama, alta kaçırma, parmak emme gibi tepkilerin yanı sıra oyunlarda sürekli olarak depremin canlandırılması söz konusu olabilmektedir.

  • 6-11 yaş arasında ise uyku problemleri ve öfkeli olmanı yanı sıra baş ağrısı ve karın ağrısı gibi somatik belirtiler, herkesten uzaklaşma, içine kapanma, sevdiği şeylerden zevk alamama ve asılsız korkular geliştirip sürekli bu korkulardan söz etme isteği gibi tepkiler ortaya çıkmaktadır.

  • Ergenlik dönemindeki tepkilere baktığımızda ise yine somatik ağrıları ve uyku problemlerini görmekteyiz bunun yanında depremi hatırlatan durum ve olaylardan kaçış, yoğun öfke, umutsuzluk, dikkat toplamada güçlük, herkesten uzaklaşma ve yalnız kalma isteği, madde kullanımına yönelme isteği görülen tepkiler arasında sayılabilir.

Çocuklarda bu ve benzeri davranışların görülmesi bir bakıma normal ve beklenen bir durumdur. Bu tür tepkiler “anormal bir olaya verilen normal tepkiler” olarak tanımlanır.

Dolayısıyla, yaşanan olay sonrası birkaç hafta içinde bu tepkilerin zamanla azalması beklenir. Ancak yaklaşık bir ay geçmesine rağmen bu tepkilerde herhangi bir azalma olmuyorsa ya da bu davranışların sıklığı ve şiddeti giderek artıyorsa zaman kaybetmeden mutlaka destek alınması şarttır.




Peki bütün bu tepkiler yaşanırken aileler veya ebeveynler olarak neler yapacağız?


1. GÜVEN VERİN

Travma oluşmasının temel nedeni güvende olmadıklarını hissetmeleridir. Gerçekçi bir şekilde artık güvende olduklarına dair çocuklara moral verilmelidir. Çocukların bu konudaki şüphe ve endişelerini giderilmeli, endişelerini anlatmalarına fırsat verilmelidir. Hem ebeveynleri olarak sizin hem de diğer yetişkinlerin meydana gelebilecek bir tehlikeden onları korumak için gerekli önlemleri aldığınızı hatırlatmanızda fayda var.


2. DİNLEYİN

Söz konusu travmalar meydana geldiğinde çocukların birey kimliklerini yitirmemesi adına onlarla sohbet etmek ve dünyalarını etkileyen durumlar üzerine konuşmak büyük bir önem kazanmaktadır. Bu noktada empatik dinleme iyileştirici bir rol üstlenmektedir. Dinlemenin yanı sıra sorular sorulmalı ve soru soru sormalarına izin verilmelidir.


3. RAHATLATIN

Afet anları çocukların her zamankinden daha fazla yakınlıklarına ihtiyaç duydukları anlardır. Böyle anlarda travma tepkileri her ne olursa olsun şefkatle yaklaşmak ve sevgi göstermek çocukların daha mutlu ve umutlu olmalarını sağlayacaktır.


4. İHMAL ETMEYİN

Travmalar sonrası yetişkinlerin iyileşmesi çocukların iyileşmesinin önemli bir ön koşuludur. Aksi takdirde ebeveynde tesis edilememiş güvenin çocukta oluşmasını beklemek oldukça güçtür. Ebeveynlerin kendi beden ve ruh sağlıklarına dikkat etmesi veya baş edilemeyen sorunlar karşında gerekli gördüklerinde kendilerinin de destek alması şarttır.


5. OYUN OYNAYIN

Birlikte keyifli aktivitelerin yapılması olumsuz duyguların azalmasını sağlayacaktır. Böylesine bir afet durumunda eğlenceli aktivitelerin yapılması öncelikli bir ihtiyaç olarak görünmese de yeniden toparlanmayı sağlayan en önemli unsurların başında gelmektedir.


6. KORUYUN

Afet ortamları rutinlerin korunamadığı ve normalin sağlanamadığı ortamlar olması yönüyle de travmatik etki taşırlar. İlk anlarda mümkün olmasa da afet geçtikten ve şartlar normale döndükten sonra ilk yapılması gereken şey eski rutinlere dönüş ve rutinleri korumadır. Örneğin düzenli yemek, okula vaktinde gidiş gibi. İkincil olarak depremden etkilenen çocukların ise rutinlerinin kesinlikle bozulmaması, ihtiyaçlarının düzenli aralıklarla giderilmesi önemlidir.



Cennet Günaydın

Psikolojik Danışman

bottom of page